Yürüyen Ölüler (2012)
Perfect Victim, Shattered, Twisted ve Frozen gibi korku romanlarıyla tanınan Bram Stoker ödülünün finalistlerinden Jay Bonansigna ile Image Comics’in beş ortağından biri olan ve Yürüyen Ölüler adlı televizyon dizisinin yazarı ve yapımcısı olan Robert Kirkman’ın muhteşem çalışmasıyla ortaya çıkan bir roman Yürüyen Ölüler.
“Her bir olay iliklerinize kadar işleyecek ve bir sonraki olay gelene kadar da çıkmayacak!” Ain’t It Cool News’in bu cümleyle tanımladığı roman sizlere de şu yazımda belirttiğim gibi 2012’in Ağustos ayında Hanife KILIÇ’ın çevirmenliği ve Arunas Yayıncılık’ın iş birliği ile piyasaya çıktı.
Eylülün son haftasında romanı okuma fırsatı buldum. Bu da benim için iyi oldu. Çünkü romanın bu sıralarda geçmesi kahramanlarla aynı havayı soluyormuş, kahramanlarla aynı duyguları paylaşıyormuş gibi hissettiriyor insana. Kitap, arkasında da yazdığı gibi Philip Blake’in Yürüyen Ölüler’in istilasına uğramış olan bu Dünya’da yaşama tutunma çabasını anlatıyor. Philip Blake, roman boyunca birçok duyguya ev sahipliği yapmış kalbini belki de bu yeryüzünde duygusuzca ve açlık hissiyle dolaşan hastalıklı vücutların emrine bırakmalıydı. Ama kafasındaki bu düşünceye engel oluyor ve kendi benliğiyle savaşıyor.
Yazarın olayı anlatırken kullandığı ifadeler birden çok kez karşınıza çıkabiliyor. Bundan başka romanın eksik bir yönü yok. Belki de yazar buna mecbur kalmıştır. Çünkü karakterlerin yaptığı pek farklı bir şey yok. Ama yazarın bunu bir fırsat olarak değerlendirip uzun karakter ve mekân betimlemeleriyle okuyucunun kitaba bağlı kalmasını sağlaması hoşuma gitti. Yazarın hikâyeyi anlatırken kullandığı ifadelerse romanın kahramanlarının kullandıklarıyla aynı olması okuyucuyu çepeçevre saran betimlemelerle birleştiğinde insana bambaşka bir his verip dış dünya ile bağlantısını kesiyor ve okuyucunun ister istemez kendini sanki hikâyeyi izleyen bir seyirci gibi hissetmesine neden oluyor. Kahramanların iç geçirmeleri sırasında yazar bazı kısımları okuyucuların tamamlamasına fırsat sunmuş. Böylece okuyucu romandan sıkılmadan sonunu getirebiliyor.
Anlatımdaki akıcılık ve duruluk okuyucunun kafasında olayı hayal ederken yer yer karaltılara veya çözülememiş siyah alanlara sebep olmuyor. Yazarın daha çok halk arasında kullanılan sözcüklerle romanı anlatması karakterlere halkın arasından bu romanın içine düşmüş havası veriyor.
The Walking Dead dizisinin hayranlarına üçüncü sezona doğru geri sayarken ilaç gibi geldiğini düşündüğüm bu kitabı hemen almalısınız. Kitabı internetteki kitap mağazalarından ya da size en yakın bir kitapçıdan temin edebilirsiniz.
Kitabı aldım ama yakın zamanda okuyasım yok 2-3 ay bekliyeceğim 🙂
Yarısına geldim bende, ne zaman geldim buraya kadar farkında bile olmadım. Çok akıcı gerçekten. Kirkman bu işi biliyor.