Yukardaki fotoğrafta 42° paralele bir seyahat adlı yazımda anlattığım Sinop gezisinden dönüş yolunda Renault Spring marka arabamızla Küre Dağının yokuşlarını tırmanırken arkamıza takılan 4 aracı görüyorsunuz. Araba geçen sene 20. yaşını kutlayarak trafikte hurda sınıfına geçti. Bu araçtan o yokuşu canavar gibi çıkmasını bekleyemezsiniz.
Dershaneden gelirken oturduğum apartmanın önünden geçen hurda arabasında bir bilgisayar kasası gördüm. Hemen arabanın önünü kesip hurdacıya bilgisayar kasasını gösterirken şöyle dedim: “Şu beyaz kasayı bana kaça verirsiniz?”. Hurdacı kasaya 10 lira biçti. Benim için önemli olan içindekiler olduğundan içindekilerin fiyatını sormak için başımı kasadan hurdacıya çevirerek hurdacıya dedim ki: “İçindekiler ne kadar?”. “Onlara para almam ben sadece kasanın fiyatını söyledim.” dedi, hurdacı. Adamla anlaştık ve kasayı alıp evde içini boşaltıp kasayı tekrar hurdacıya geri götürdüm. Yukarda da o anakarta format atarken çektiğim bir fotoğraf yer alıyor. Bilgisayar 256MB ekran kartı, 2GB ram ve 80 GB‘lık bir sabit diske sahip.
Bir abi kardeşine söz geçiremezse ne olur? Oturup onunla beraber Johnny Bravo izler. İşte ben de tam böyle yaparken Johnny Bravo‘nun “Ha Hu Ha!” repliklerini bir kanat çırpma sesi böldü. 10. katta oturduğum için kuşlar yüksekte uçtuklarını sanıp bize göre alçaktan uçarlar ve biz de bu tür seslere şahit oluruz. Bu yüzden bu ses bana sıradan geldi ve Johnny Bravo‘yu izlemeye devam ettim. Aradan birkaç dakika geçmeden bir kuş sesi geldi ve sesi duyar duymaz başımı sağa çevirdim ve işte karşınızda o muhteşem güzellik. Hapsolduğu kafesten bir açık bulup yada sahibinin dalgınlığından faydalanıp özgürlüğe doğru kanat çırparken benim yanıma uğramak istemiş.
Samsunda Hadisenin yarım saatlik konseriyle açılışını yapan ve içeri girdikten sonra insanları düşünmezsek adeta zombi salgınında terk edilmiş bir mahalleyi andıran Lovelet Alışveriş Merkezine gitmiştim. Mahalle benzetmem de hiçbir abartı yok. Gerçekten çok büyük. Ne ararsanız var. Bende teknoloji mağazalarını bir bir turlarken yanımdan geçen küçük Nissan Skyline RC arabasını takip edip buraya ulaştım. İlgimi çeken şey o kadar helikopter, tekne ve arabanın yanında Vatikanda bulunan Pietro Meydanının maketiydi.
Bu araca dershane yolumun üzerinde Objektifimden İbretlik Fotoğraflar #1 yazısında paylaştığım Google’ın oyuncak kutusunun olduğu yerin yaklaşık 200 metre kuzeyinde rastladım. Arabanın sahibi “Miras değil, alın teri.” sözünü çağımıza uydurmuş.
Türkçe binlerce yıldır farklı coğrafyalarda yoğurulup, farklı kültürlerle harmanlanıp günümüze kadar geldi ve bugünkü halini…
Toplumca oluşturulan düzenin dışına çıkarak, sevgi ve tutkuyla eylemler yaptığımız zaman enerjimiz yükselecektir bu yüksek…
Riot games’in bizler için çıkardığı fps oyunu olan valorant, fps dünyasına çok hızlı bir şekilde…
Günümüz tasarımı yapılan düğün elbisesi modelleri göz alıcı görsellikle desteklenmektedir. Burada düğün elbiselerinin kendi tarzınızı…
Eşofman takımı hemen hemen her kişinin mutlaka bir kaç takımı olduğu bir giysi türüdür. Eşofman takımı hem…
Evren Sungur hem sanat alanında gelişmiş olan hem de kendini son zamanlarda oldukça fazla gösteren…