Senaristliğini ve yönetmenliğini Kerem Deren‘in üstlendiği 2014 yapımı sinema filminin başrollerini Engin Akyürek ve Farah Zeynep Abdullah‘ın paylaşıyor. 14 Şubat 2014 tarihinde ‘Sevgililer Günü’nde vizyona giren film küçük saplantılı bir aşk hikayesini konu alıyor.

Eylül (Farah Zeynep Abdullah) hayatta istediği her şeye sahip. Güzel, neşeli, eğlenceli bir kadındır. Geçirdiği kazadan sonra son bir ayını unutana dek. Çevresindeki herkes, tüm arkadaşları ve ailesi ona hiçbir sorun olmadığını söylemesine rağmen Eylül bir şeylerin yolunda gitmediğinden şüphelenir. Tamamen bilinçsizce, sadece içgüdülerini dinleyerek Bozcaada’ya gitmek zorunda kalır ve orada tesadüf eseri hiç tanımadığı tuhaf bir adamla karşılaşır. Bu gizemli yabancı ise kendinden emin bir şekilde Eylül’e kendisini hatırlaması gerektiğini, aşık olduğu adam olduğunu söyler.

Fragman

Karakterim dolayısıyla çabuk etkilenen biriyim ve ne izlesem ne yaşasam hemen o an içime işler ve sonuçlarına katlanırım. Romantik veya dram türündeki filmleri de bu yüzden izlemekten kaçınırım. Bu filme bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine onunla beraber gitmiştim. Filmi izlerken duygularıma hakim olamadım desem yeridir. Bazı sahnelerde boğazımın düğümlendiği anlar bile oldu. Bu kadar kaliteli bir yapım beklemiyordum açıkcası. Engin Akyürek ve Farah Zeynep Abdullah’ın oyunculukları şahaneydi. Birbirleriye bakışmaları, diyalogları her sahnesi duygu yüklüydü. Fakat şöyle de bir gerçek var. Yönetmen Kerem Deren filmde flashback’lere (Geriye dönüş) çok sık yer vermiş. Durumu anlamamıza yardımcı oldu. İyi güzel ama beraber izlediğim arkadaşım filmi çok karmaşık bulmuştu. Her kesimden izleyiciye hitap eden bir yapım olsa daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

Mekan çekimlerindeki ışıklandırmalar filme tam bir rüya havası katmış. Filmin çekim yeri olarak da Bozcaada’nın seçilmesi çok uygun bir seçim olmuş.

Son olarak, bu da sonunda ‘Vay be!’ diyeceğimiz ve sonunu tahmin edemeyeceğimiz romantik bir yapım olmuş. Her türlü sona hazırlıklı olun derim.