Kalpak (2013) İstanbul DT
Vera Kissel tarafından kaleme alınan ve 1 saat 20 dakika süren oyunu Türkçeye Yücel Erten uyarlamış. Oyuncu kadrosunda Mine Tüfekçioğlu, İpek Büyükakın, Kutay Şahin, Mehlika Balkan, Sevinç Erol, Tuba Karabey, İdil Arıkan ve Suna Selen’in bulunduğu Kalpak bir perdeden oluşuyor ve İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinin denk geldiği Nazi Almanyasında geçiyor. Almanya’nın mağlubiyetinin belirginleşmeye başladığı zamanlarda Elsbeth (Mine Tüfekçioğlu) adındaki bir kadın evine sığınan bir Rus askeri olan Nikolay Kalpak’ı (Kutay Şahin) saklamaktadır. Birlikte geçirilen vakitler, savaşın acı yüzüyle birleştiğinde, Elsbeth ve Kalpak’ın birbirleriyle ilişkileri enteresan bir boyuta ulaşır. Savaş yalnızca iki düşman taraf arasında verilmez. Asıl savaş insanın, özellikle de bir kadının kendisiyle verdiği savaştır.
Oyun savaş atmosferine uygun bir şekilde tasarlanmış siyah-beyaz bir dekora sahip. Oyunun dekor tasarımcısı Behlüldane Tor savaşın karamsar ruhunu seyirciye yaşatmak istemiş anlaşılan. Fakat biraz daha sade olsa daha iyi olurdu sanırım.
Karakterlerin davranışları ve ruh halleri tamamen savaş ruhuna bürünmüş haldeydi. Sekiz oyuncu da bütün oyun boyunca birbirini tamamlar nitelikte oyunculuk sergiledi. Suna Selen Nine rolüyle dikkatleri üstüne çekti kanımca. Suna Selen’i bu zamana kadar hep televizyonda görürdüm. Canlı bir oyununu izlemek bugüne kısmetmiş. Kendisini yüzünden değil de sesinden tanıdım açıkcası. Mine Tüfekçioğlu‘nun canlandırdığı karakter Elsbeth ise oyunu ayakta tutan karakterdi. Nikolay Kalpak ve Elsbeth arasında geçen diyaloglarda mimikler oldukça belirgindi. Martha rolünü üstlenen İpek Büyükakın‘ın da oyunculuğuna diyecek yok. Yapmacıklıktan uzak, kaliteli bir oyun sergiledi. İkiz rolleriyle öne çıkan Tuba Karabey ve İdil Arıkan‘ın da oyuna tat veren oyunculuklarını unutmamak gerek. Bayan Münchberger rolündeki Mehlika Balkan olmasa oyun pek birşey kaybeder miydi? Sanırım hayır. Arada bir sahneye gelip gitti. Oyuna izlenebilirlik açısından katkısının olduğunu söyleyemeyeceğim. Ama rolünün de hakkını verdi.
Baş kahramanımız Nikolay Kalpak’a gelelim. Senaryoya baktığımızda Kalpak’ın savaşta esir düşmüş ve Alman toplama kamplarında kalmış bir Rus askeri olduğunu görebiliriz. Ama oyuna baktığımızda ne kadar omuzlarını düşürmeye çalışsa da gayet iyi beslenmiş ve fit bir vücuda sahip olduğu gözlerden kaçmıyor. Sergilediği monologlarla da beni derinden etkilediğini söylemeden edemeyeceğim.
Kalpak oyunu için Hakan Ateş‘in derlediği müzikler ve Sena Pınar Sum‘un seçtiği gri renk tonu ağır basan kıyafetler ile dekordaki savaş atmosferi seyirciye her dakika hatırlatılmak istenmiş.