No Man’s Sky İncelemesi

no mans sky

No Man’s Sky, Hello Games firmasının geçtiğimiz günlerde piyasaya sürdüğü sandbox macera ve bilim-kurgu türünde bir video oyunu. Bu yazımı oyun ile birlikte geçirdiğim bir hafta boyunca edindiğim tecrübeleri aktarmak ve No Man’s Sky incelemesi yapmak için yazıyorum.

Oyunun geçtiği alan bir şehir, bir ülke veya herhangi bir bölge değil. Uzayın tamamı! Oyun ‘open universe’ diye tabir edilen uçsuz bucaksız geniş bir evrene sahip ve hal böyle olunca sayısı hesap makinesi ekranına sığamayacak kadar çoğunlukta gezegen mevcut.

Oyundaki amacımız ‘evrenin merkezine ulaşmak’ olsa da bu hedef dahilinde yolumuza birçok engel çıkıyor. Bu engellerle başa çıkarken bazen ana hikayeden oldukça uzaklaşabiliyorsunuz. Oyuna bir gemi enkazının yanında başlıyoruz. Gemimizin hasar almış parçalarını onarmak için bulunduğumuz gezegenden belli elementleri toplayıp craft etmemiz gerekiyor. Hemen enkazın yanında Atlas adlı bir obje bize rehberlik etmek için teklif sunuyor. Bu seçim size kalmış.

no-mans-sky-incelemesi-2

Yıldızlar arası seyahat ederken.

Hikaye doğrultusunda seyahat etmek istemiyorsanız kendi kafanıza göre de takılabilirsiniz. Fakat size tavsiyem oyun başında bize rehberlik edecek olan Atlas’a uymak. Atlas’ın rehberliğinde bize verilen görevleri yerine getirirken de kendimize ayıracağımız yeterince vakit oluyor zaten. Hemen bir örnek vereyim… Bir gezegendeki terk edilmiş üsse gitmem için bilgilendirme geldi. Üsse gittiğimde doğal olarak yıkık dökük bir harabeyle karşılaştım ve içinde bir gezgine ait notlar buldum. Bu notlardan o civarda yaşayan yaratıkların diline ait birkaç kelime öğrendim. Tam ‘Uzay istasyonuna geri döneyim de şu elementleri satayım.’ derken silahımdaki alan tarayıcısını kullanarak gezegenin belli bir bölümünü taradığımda başka bir yaratık tarafından gezegene kurulmuş bir üs ile karşılaştım. Yanına gittiğimde gezegende düşmüş bir gemi enkazı olduğunu söyledi.

Bulduğum gemi enkazına malları aktarıyorum.

Bulduğum gemi enkazına malları aktarıyorum.

Bu sırada tabi Sentinel denilen birkaç uzay polisini de alt etmek zorunda kaldım. Hemen oraya gittiğimde enkaz halindeki geminin kendi gemimden iyi olduğunu gördüm ve hemen o gemiye geçip hasarlı parçaları onarmak için gerekli elementleri topladım. Gördüğünüz gibi en başında gezegene sadece terk edilmiş üssü incelemek için inmiştim.

Bildiğin cafe buldum oyunda.

Bildiğin cafe buldum oyunda.

Ziyaret ettiğiniz gezegenlere iniş yaptığınızda gezegene kendiniz isim verip sisteme yükleyebiliyorsunuz. Olur da bir başkası bu gezegeni ziyaret ederse sizin verdiğiniz isimle bu gezegeni görüyor ve sizin ne zaman bu gezegeni keşfettiğiniz zamanı ile birlikte yanında yer alıyor. Şu an için bu çok düşük bir olasılık fakat ilerleyen zamanlarda oyuna olur da bir güncelleme ile ışınlanma veya kara delikleri vasıtasıyla bir arkadaşının yanına ışınlanma özelliği gelirse bu çok hoş bir ayrıntı olacak.

Gezegenlere isim verdiğimiz gibi silahımızdaki tarayıcıyı kullanarak gezegenlerdeki bitkilere ve canlılara da isim verebiliyoruz. Aynı şekilde sisteme yükleyebiliyoruz. Ben bir hafta boyunca yaklaşık 20’ye yakın gezegen ziyaret ettim ve gördüğüm aynı yaratıkların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Yani şu süre zarfında oyun kendini tekrarlıyor diyemem.

Karşınızda Mersin karpuzları. Tadına bakmadım ama sonuçta ben buldum ve adını 'Karpuz' koydum.

Karşınızda Mersin karpuzları. Tadına bakmadım ama sonuçta ben buldum ve adını ‘Karpuz’ koydum.

Gelelim uzay savaşlarına… Gezegenden gezegene seyahat ederken uzay istasyonları etrafında birçok uzay gemisiyle karşılaşabilirsiniz. Çoğu dost canlısı olduğundan size zarar vermeyecektir. Ama saldırıya geçerseniz karşılığını da verebilirler. Fakat bazı uzay gemileri var ki bulunduğunuz alana giriş yaptıklarında hemen gözünüzü dört açıp saldırının nereden geleceğine odaklanmalısınız veya hemen uzay istasyonuna kaçmayı tercih edebilirsiniz. İtiş motorlarınız çok güçlüyse düşman uzay gemisinin görüş alanından kaçıp uzak diyarlara gidebilirsiniz. Ama bunu yanına bırakmam deyip karşı atağa da geçebilirsiniz. İşte No Man’s Sky’ın keşif ve crafting dışında en sevdiğim özelliği uzay savaşları da burada başlıyor. No Man’s Sky’da keskin manevralarla düşmanınızdan kaçıp hiç ummadığı anda ona saldırmanız mümkün. İşte bu savaşlarda geminizin kalkanı, itiş motorunun manevra kabiliyeti ve silahlarınızın verdiği hasarın etkisi gibi birçok faktör savaşı kazanmanız için büyük rol oynuyor. Bunlar için de gezegenlerde keşif yapıp çeşitli elementleri craftlamanız gerekiyor.

Warp'tan sonra kendimi bir savaşın ortasında bulduğum an.

Warp’tan sonra kendimi bir savaşın ortasında bulduğum an.

Bazen geminize bir donanım eklerken gereken bir aracı bulmak için uzun yollar gidebilirsiniz. Belki de uzayın derinliklerinde bulunan bir yaratık size bunu bir iyilik karşılığında verebilir. Edindiğim bir tecrübeyi hemen sizlere aktarayım. Antimatter yapımı için gereken blueprint’i (Plan) almak için gezegen dışında bir mekana uğradım. Oradaki bir uzaylı elinde tabletle eğer kargo filosuna yapılacak olan saldırıyı engellersem planı bana verebileceğini söyledi. Başıma neler geleceğini bilmeden kabul ettim. Mekandan ayrıldığımda karşımda devasa bir filo bulunuyordu ve solucan deliğinden düşman uzay gemileri bir bir filoya doğru saldırıya geçiyordu. Hemen ben da saldırıya geçtim ve filodaki uzay gemilerinin de yardımıyla düşmanları alt ettik.

Şu ana kadar gördüğüm en pis gezegendeyim.

Şu ana kadar gördüğüm en pis gezegendeyim.

Yazıma son vermeden önce başımdan geçen bir olayı daha sizlere aktarayım. Evrende bulunması zor olan ve gördüğüm kadarıyla gezegenlerde bulunmayan AtlasPass kartlardan v1 sürümü için Atlas’ın rehberliğinde uzayda yuvarlak bir üssü ziyaret ettim. Uzun boylu bir bir uzaylı ve hemen yanında kısa boylu bir yardımcısı beni karşıladı. Bana sorduğu birkaç sorudan sonra bir tane AtlasPass v1 kartı verdi. Ardından uzay istasyonlarında bu kartla giriş yapılabilen özel bölümlere giriş yapıp içinde neler olduğunu merak ettiğimden hemen uzay istasyonuna doğru yola koyuldum. Oradaki uzaylı ile konuşurken bana etrafta uzun ve kısa boylu bir uzaylı görüp görmediğimi sordu. Ben de gördüm dersem eğer onların aleyhine bir şey yapmam için beni teşvik edeceğini tahmin ettiğimden görmedim dedim ve bana bir hediye verdi. Yani demem o ki evrenin her yanında böyle durumlar olabiliyor ve oyunda ittifak, itilaf ilişkisi de mevcut. Adamla aranız iyi değilse ondan sağlam bir tokat yiyebiliyorsunuz. Uzayda teke tek kalmak istemeyeceğiniz durumlar oluşabiliyor. Ben şimdilik durumu orta seviyede idare edip herkesle dost geçinmeye çalışıyorum ama bakalım. İlerde olacakları zaman gösterecek.

Bu elemanın bana çok yardımı dokundu gerçekten.

Bu elemanın bana çok yardımı dokundu gerçekten.

Oyunun müzikleri gayet sağlam ve bulunduğunuz ortama göre değişiyor. Warp teknolojisi ile bir yerden bir yere kısa sürede seyahat ederken bir anda kendinizi bir savaşın ortasında bulursanız arkaplan müziği birden yerini hareketli bir müziğe bırakıyor.

Fiyatına gelecek olursak. Oyun piyasaya yurtdışında $59.99 dolar, Türk lirası ile 150₺ gibi bir fiyatla sunuldu. Oyun bu fiyatı hak ediyor mu etmiyor mu bilemiyorum ama oyunlarda genelde aksiyon arayan birisi olarak ben beğendim.

Sizin fikriniz nedir? Oyun, duyurulmasından bu yana beklediği ilgiyi gördü mü? Bu fiyat bu oyuna yakışmış mı? Oyunu aldıysanız yazdıklarıma katılıyor musunuz veya eklemek istediğiniz bir şeyler var mı? Gelin tartışalım.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlar da hoşunuza gidebilir...