Blood Father (2016)

blood father poster

Film kızının peşine düşen uyuşturucu çetesini alt etmek için hayatını bir kenara bırakıp intikam için yola koyulan bir babanın öyküsünü anlatıyor.

Geçmişte birtakım suçlar işlemiş olan John Link (Mel Gibson) kendinden uzakta yaşayan kızı Lydia‘nın (Erin Moriarty) ansızın başı beladayken kapısında belirmesiyle hayatını dövme yaparak kazandığı karavanını geride bırakıp tekrar aynı hataya düşmeyerek bu sefer kızını korumak için savaşmaya başlıyor.

Filmin senaryosunu Ben Affleck’in yönetmenliğini üstlendiği The Town (2010) filminin senaryosunu yazan Peter Craig kaleme almış. Başrollerde ise Oscarlı oyuncu Mel Gibson, Erin Moriarty ve William H. Macy gibi isimler yer alıyor.

Gelip de filmin özetine bakınca ‘Merhaba ben kanepede uyuklarken izleyebileceğin basit bir TV filmiyim.’ der gibi bakıyor. Sonra kadroya bakınca Mel Gibson’ı görüyorsun. ‘O kadar da basit olamaz.’ diyorsun kendince. Ama maalesef o kadar.

Senaryoya baktığımızda sıradan filmlerle aynı kefeye konulacak türden bir senaryoya benzediği için baştan kaybediyor aslında ancak filmi izledikten sonra yönetmenin hünerli ellerinde nasıl işlendiğini görünce yanıldığınızı anlıyorsunuz. Diyaloglar olsun baba ve kızı arasındaki ilişki olsun filme ayrı bir renk katıyor. Mel Gibson’ın geçmişini düşününce onu hiç söylemiyorum bile. İşleniş gayet başarılı ama nedense sanki film oldu bittiye getirilmiş gibi çabucak bitti. Süresi uzun değil fakat final sahnesine gelindiğinde içimde hafif bir boşluk kaldı gibi. Ama doğrusunu söylemek gerekirse izlerken keyif aldım.

Oyuncularda Mel Gibson’ın başarılı geçmişini göz önünde bulundurursak bu filmde de kaliteden ödün vermiyor adeta. Erin Moriarty’i ise asi ergen rolünde gayet başarılı buldum. Korkmuş ve panik halinde babasına sığınan bir kıza göre fazla asi geldi ama neyse. Yine de yaşına göre filmi ayakta tutmayı başaran kaliteli bir ‘yardımcı’ oyuncu olduğu belli. William H. Macy görünürde pek fazla bir rolü yok ama ‘Ben de buradayım!’ dercesine filmde kendine bir rol edinmiş.

İzleyip de pişman olacağınızı sanmıyorum ama beklentinizi de yüksek tutmanızı önermem. Sıkı bir Mel Gibson hayranı iseniz pek bir şey kaybetmezsiniz. Blood Father ile bir kenara çekilip kafa dinlerken hoşça vakit geçirebileceğiniz bir 88 dakika sizleri bekliyor.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlar da hoşunuza gidebilir...