Train to Busan (2016)

train to busan 2016

Sok-woo eşinin yanına gitmek için kızı Soo-ahn’ı da alıp Seul’dan Busan’a giden bir hızlı trene binerler. Ancak Güney Kore’yi etkisi altına almış salgından haberleri yoktur. Bu salgın bulundukları trene de sıçrayınca amansız bir hayatta kalma mücadelesi başlar.

Yakın zamanda hasret kaldığımız kıyamet sonrası senaryolu filmlerden zombi içerikli çekilen yoktu. Uzun bir bekleyişin ardından atak hiç beklediğimiz bir yerden Güney Kore sinemasından geldi. Güney Kore sinemasını bilenler bilir. Bunu düşünüp yanına böylesi bir senaryoya sahip bir filmi koyunca ‘Ortaya ne çıkmış olabilir acaba?’ diye düşünmeden edemiyorsunuz.

Öncelikle kurgu mükemmel bir şekilde tasarlanmış. Filmin büyük bir kısmı trende geçiyor ve hiç mi hiç sıradanlığa yer bırakmıyor. Bu yönüyle kurgu az da olsa Chris Evans’ın başrolünü oynadığı Snowpiercer (2014) filmine benzemiş. Filmin içeriğine bakacak olursak zombilerin yapısını Will Smith’in başrolünü oynadığı Ben Efsaneyim adlı yapımdaki zombilere benzetebiliriz.

Bu tür filmlerde konu genelde hayatta kalma çerçevesinde ele alınıp aksiyon macera ve gerilim ile süsleniyor. Fakat Train to Busan filminde bunun içine dram da katılmış ve bazı insanî değerlerin sorgulanmasına zemin hazırlanmış. Bunu da filmin Güney Kore yapımı olmasına bağlıyorum.

Filmin çoğu dakikasında gerilim dolu anlar yaşadım ama çoğu kısmında da dram yüklü sahnelere şahit oldum. Gerçekten böylesi duyguları bir arada yaşatan bir film izlediğimi hatırlamıyorum. Aldığı puanı sırf bu yönüyle bile sonuna kadar hak eden bir yapım. Özellikler zombilerdeki makyaj olağanüstüydü. Hiçbir masraftan kaçınılmadan gayet gerçekçi ve ‘Eğer olsaydı herhalde böyle olurdu.’ dedirtecek kadar başarılı bir çalışma ortaya koyulmuş.

Train to Busan, bu konudaki film açlığınızı giderecek cinsten bir film ve başından sonuna kadar gerilim dolu dakikalar yaşamanızı sağlıyor.

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlar da hoşunuza gidebilir...