Tema Seçimi – Blog Nasıl Açılır 104

blog tema seçimi

Yavaş yavaş bu yazı dizisinin sonuna gelirken geriye bir tek tema seçimi kalıyor. Daha sonrasında blog yazma konusunda tecrübelerime ve okuduğum kaynaklara dayanarak bir yazı dizisine daha başlayacağım. Bu yazıda da blog açarken tema seçiminin önemi ve nasıl seçilmesi, nelere dayanarak seçilmesine yönelik bazı açıklamalarda bulunacağım.

Amaç

hedef

Ne zaman bir şeye karar vereceksek öncelikle hedefimizi belirlemek gerekir. Aynı blog açmaya başlamadan önceden de yaptığımız gibi. Tema seçimi konusundaki amacımızı belirlemek aslında çok basit. Çünkü, şimdiye kadar ne amaçla blog açacağımız, neler hakkında yazacağımızı ve nasıl yazacağımızı belirledik. Sıra geldi tema seçimine… Tema seçiminde bu ölçütler dışında kalan durumlara bir göz atalım.

Yerleşim

copyblogger clean responsive blogger template

Tema seçiminde aslında en önemli unsur yerleşimdir. Bu nedenle bunu ilk sıraya koymak istedim. Genellikler yerleşimler 1 adet kenar çubuğu ve içeriğin yer aldığı ana sütundan oluşur. Üst kısımda da logo ve menü, alt kısımda da çeşitli bağlantılar bulunur. Ancak bazı tasarımsal unsurları ön plana çıkararak bloğun çekiciliği artırılmak istendiğinden bazıları oldukça başarılı olan tasarımların yanında oldukça başarısız tasarımlar da ortaya çıkmaktadır. Bunun önüne geçmek içinse yapmanız gereken tek şey temayı oluşturan kişi ya da ekibin güvenirliği. Bu yazıyı yazdığım tarih itibariyle kullandığım tema WordPress kontrol panelindeki tema menüsünden aratarak da bulabileceğiniz ücretsiz bir tema olan Hueman WordPress teması. Yapımcıyı tanımasam da WordPress’in kendi panelinde yer aldığı için ve güncelliğini koruduğu için bu temayı seçmeye karar verdim. Tam istediğim gibi çeşitli düzenlemeler ile doldurabileceğim ve bazı durumlarda yerleşimi değiştirmeme de izin veren iki adet kenar çubuğu. İçeriğin yer aldığı ne çok geniş ne de çok dar olan ana sütun. Geniş bir üst ve alt bölüm. Benim için en güzel kısmı da düzenlemeye ve özelleştirmeye oldukça açık. Ben bu temayı seçerken doğal olarak yazdığım yazıların ön plana çıkmasını ve geçmişte yazdığım yazıların da ulaşılabilir olmasını istedim. Bu nedenle kenar çubuklarında oldukça fazla yazı görmeniz mümkün. Bunlar da sayfayı her yenilediğinizde rastgele olarak değişiyor. Yani bloğa her giren ziyaretçi farklı yazılarla karşılaşıyor. Bu da blogdaki her yazının her okuyucuya görünmesi demek. Siz de yazacağınız bloğu göz önünde bulundurarak çeşitli yerleşimleri kafanızda tasarladıktan sonra tema arayışına girişmenizdir.

Renk Düzeni

blog renk düzeni

Bir bloğun çekici ve ziyaretçiyi sitede tutan yanlarından biri de renk düzenidir. Saf mavi ve kırmızı rengin bir arada bulunduğu veya her tarafın siyah renk tonlarından oluştuğu bir bloğu kimse okumak istemez sanırım. Yahut yazı rengi ile arkaplan renginin uyumsuzluğunda doğan göz yorgunluğu da ziyaretçiyi blogdan kaçıran ana unsurlardan biridir. Zaten okuyucunun elindeki elektronik cihaz göze fazlasıyla ışık verdiği için blogda kullanılacak renklerin aşırı parlak olmasından da kaçınılmalıdır. Konuyla dolaylı yoldan alakası olduğu için Barış Özcan’ı örnek verebilirim sanırım. İlk videolarında saf bir beyaz arkaplan kullanarak videolarındaki kompozisyonu oldukça sade ve anlaşılır düzeyde sunmayı amaçlıyordu. Fakat benim de denk geldiğim yorumlara kendisi de denk gelmiş olacak ki izleyicilerin gözünü rahatsız ettiğini düşündüğü için arka planın renk şiddetini biraz olsun kıstı. İşte blog yerleşimindeki renk düzeninde de renkler bu şekilde şiddeti ayarlanarak kullanılmalı. Ne çok parlak ne çok koyu. Renk seçimi ise sizin hayal gücünüze kalmış.

Hız

hizli giden araba

Tema seçiminde hızın önemine değinmeden önce bunu birkaç istatistik verisiyle açıklamak istiyorum. Mobil internet kullanıcılarının %73’ü bugüne kadar en az bir kere yükleme hızı çok yavaş olan bir web sitesiyle karşılaştıklarını söylüyor. Web sayfası yükleme süresinin %80’i görseller, stil sayfaları, komut dosyaları, Flash vs. gibi farklı parçaları yüklemekle geçiyor. Kaynak. Bunların önüne geçmek için çeşitli kodları düzenleme ve yavaşlığa neden olan komut dosyalarını belirlemek gibi birçok seçeneğiniz var. Fakat neden bunu daha en başta tema seçerken yapmayalım? Temayı ilk baştan hızlı bir tema seçerseniz ileride karşılaşacağınız problemleri önceden çözmüş olursunuz. O yüzden seçeceğiniz temayı kullanmadan önce demo sayfasını bir hız testine sokmanızda fayda var. Bunun için Google’ın veya gtmetrix’in hız testi sayfalarını kullanabilirsiniz.

Ücretli ve Ücretsiz Tema Arasındaki Fark

Çoğu kaynakta ücretsiz temaların sorun çıkardığı, çok çabuk çöktüğü veya internet korsanlarının saldırıları karşısında savunmasız kaldığı yazar. Yeterince araştırma yaptıktan sonra ve temanın kaynağını güvenilir bulduktan sonra neden ücretsiz bir tema kullanmayalım ki? Ücretli tema tavsiye eden sitelerin çoğunda bir tavsiye bağlantısı görme olasılığınız oldukça yüksektir. Ücretli tema öneren kişinin bu durumdan faydalanmadığını nereden bileceğiz? Şöyle bir durum da var ki oldukça acı. Çoğu blog yazarı veya internet kullanıcısı bu sorunların kaynağını temaya bağlarken kullandığı eklentileri göz ardı ediyor. Uzun süre güncellenmemiş veya belli belirsiz bir kaynaktan yüklenen eklentilerden dolayı çöken birçok web sayfası ve blog mevcut. Ancak sorulduğunda tek sorun olarak tema gösterilir. Sonuç olarak seçtiğiniz temanın ücretli veya ücretsiz olmasının pek bir önemi yok. Sık sık güncellenip güncellenmediğine ve temanın kaynağının güvenilir olup olmadığına bakmanız yeterlidir.

5/5 - (1 vote)

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlar da hoşunuza gidebilir...