The Grand Budapest Hotel (2014)
20. yüzyılın başlarında iki savaş arasındaki dönemde geçen hikayede, Avrupa’nın hayâli Zubrowka şehrinde bulunan Büyük Budapeşte Oteli’nin ihtişamlı dönemine tanıklık ediyoruz. Gustave H. (Ralph Fiennes), otelin işleyişini büyük bir profesyonellikle idare eden, müşterilerini dahi en ince ayrıntılarına kadar tanıyan bir konsiyerj görevlisidir. Bir gün otele bellboy ve komi görevlisi olarak Zero Mustafa (F. Murray Abraham, Tony Revolori) adında genç bir adam gelir ve kısa zamanda aralarında yakın bir arkadaşlık başlar. İkili birbirlerinin sırdaşı olurken aynı zamanda yaşadıkları şehir de büyük bir savaşa doğru sürüklenmektedir. Bu esnada Gustave’ın yaşlı sevgilisi Madame D. (Tilda Swinton) esrarengiz bir şekilde hayata veda eder, ikili Madame D.’ye veda etmek için yola çıkar. Bir asilzade olan Madame D.’nin şatosuna vardıklarında miras bölüşümünün yapıldığı toplantıya denk gelirler. Madame D., Gustave’a miras olarak paha biçilmez bir Rönesans tablosu bırakmıştır ve bunun açıklanmasıyla aile içerisinde büyük bir karmaşa çıkar. Bu andan itibaren belalarla dolu bir maceraya atılan Gustave ve Zero, gerçeklerin peşinde koşarken dışarıda da bir çağ değişmektedir.
Fragman
Bu keyif dolu macerada Gustave ve Zero’nun birbiri arasındaki gelişen ilişki etrafında değişmekte olan çağa aldırış etmeden insanların kendi çıkarları için nasıl mücadele verdiklerine şahit oluyoruz.
Özellikle yönetmen Wes Anderson’ın izleyiciye hikayeyi hayali bir dünyada sunması çok yerinde bir çalışma olmuş. Böylece filmi izlerken yönetmenin bize vermek istediğinden başka bir şey almıyoruz. Diğer türlü senaryo, mekânlar ve karakterler içinde bayağılaşabilirdi.
Filmin sunumuna diyecek pek bir sözüm yok. Filmi izlerken sürekli bir kaçamak sürekli bir kovalamaca… Oradan oraya sürüklenirken farklı farklı mekanlar…
Mekânların altını çizmeden edemeyeceğim. Sanki dudağımızı az az oynatıp kitap okurken sayfalar arasından yayılan kokuyu burnumuza çekerken aldığımız hissi aldım filmi izlerken ve dediğim gibi özellikle mekân betimlemelerinde bu his doruk noktasına ulaştı.
Geniş ve deneyimli oyuncu kadrosuyla, muazzam mekânlar etrafında gelişen maceralara tanıklık ederken Gustave ve Zero’nun arasındaki samimiyeti ve o sıcacık bağlılığı hissedeceksiniz. Görsel bir şölenle adeta gözlerinizin keyfini yerine getirecek bir film.