42° paralele bir seyahat

Sinop’a benim gibi Samsun tarafından girecekseniz arabanızın dağları deviren bir gücü olması gerekir. Benim gittiğimde Karadeniz Sahil Yolu’nun Samsun Sinop arası yapım halindeydi. Bu zaman kadar ulaşım içeriden sağlanıyordu. Zaten iç kısma girdikten sonra bayağı bir dağa tırmanacaksınız. İki şeritli yolda keskin virajlar, yüksek rampalar aracınızı biraz zorlayabilir. Denizi gördüğünüz andan itibaren dönemeçlerdeki lokantalara dikkat edin. Çünkü Sinop’un Gerze ilçesine kuşbakışı bakarken bir ızgara yemek hiç de fena olmaz.

Sinop’un merkezi, yarımadayı Türkiye’ye bağlayan ipince kara parçasında ve burnun yüksek yamaçlarına doğru toplanmış. Ama bu güzelliği görmeden önce Akliman’a uğramalısınız. Akliman sessiz sakin küçük bir koy. Buraya gelip Sinop manzarasını izleyerek çayınızı yudumlayabilirsiniz. Dilerseniz bir seyis kontrolünde atlara binebilirsiniz. Aklimandan ayrılmadan önce 1950’li yıllarda yapılan deniz fenerine uğrayın. Yanında bekçi veya bir görevli yok. Cesaretiniz varsa fenerede çıkın. Rüzgâr oradan bir değişik esiyor.

Akliman

Akliman’dan Sinop merkeze geçerken sahil boyunca kiralık evlere ve pansiyonlara rastlamanız mümkün. Bunun nedeni şehirdeki tarihi cezaevinin yıl içersinde birçok turist çekmesi. İnsanlar sahip oldukları ama kullanmadıkları evleri eşyalı olarak turistlere günlük, haftalık ve aylık seçenekleriyle kiralama fırsatı sunuyor. Bir de bunu ticarete dökenler de var. İnşaat halindeki evlerin bile önünde kiralık tabelaları var.

Şehir merkezine ilk girdiğimde yol kenarları çok bakımsızdı. Yeni yeni yapılanan bir şehir Sinop. Ciddi bir bakım gerekiyor. Sinop’u gezerken her yerde kale surlarına rastlayacaksınız. Bunlar geçmişten kalan Sinop Kalesi’nin kalıntıları. Sadece bazı yerlerde biraz kopukluk var. Kalenin bir yere toplanmış parçalanmamış kısmı Tarihi Sinop Cezaevi. Tarihi Sinop Cezaevi bir zamanlar ATV’de yayınlanan “Parmaklıklar Ardında” dizisine de ev sahipliği yapmış bir açık hava müzesi. Cezaevi 1994’lü yıllarda Adalet Bakanlığı tarafından Kültür Bakanlığına devredilmiş.

Diziden bir sahne – Savcının odası

Diziden bir sahne – B2 kadınlar koğuşu

Cezaevinin bazı kısımlarında dizideki sahnelerin aklınızda canlanmasını bir kenara bırakıp “Zamanında bu insanlar burada nasıl esaret hayatı sürmüş?” diyebilirsiniz. Hele o girişteki zindan içler acısı. Oraya bakmadan geçmeyin derim.

Edebiyatımızın usta kalemlerinden Sabahattin Ali de burada Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına hakaretten dolayı 5 ay yatmış. Aslında cezası 5 ay değilmiş, genel af çıkınca o da tahliye olmuş. Erkekler kısmındaki koğuşun birinde Sabahattin Ali’nin ünlü “Aldırma Gönül” şiiri duvarda asılı. İşte o koğuş Sabahattin Ali’nin o şiiri kaleme aldığı koğuşmuş. Tam olarak nerede olduğunu tarif edemem ama gezi güzergâhını takip ederseniz kolaylıkla o koğuşu bulabilirsiniz ve cezaevindeki bütün koğuşları gezmeyi ihmal etmeyin. Hepsi birbirine benzese de koğuşlara girdiğinizde hissettiğiniz duygularınız birbirine benzemeyebilir.

Sabahattin Ali – Aldırma Gönül

Sinop’ta Tarihi Cezaevinden başka gezilecek 2 müzeden başka yer yok. Turistlerin çoğu da öyle yapıyormuş zaten. Cezaevi ve müzeleri gezdikten sonra sahilde bir akşam turu çok iyi gelir. Sinop halkının söylediğine göre akşamları bütün millet sahildeki sergilerden alışveriş yapıp sahilin keyfini çıkarırmış. Çocukları olanlarda genelde Barış Manço parkında ağaç yapraklarının ve dalga seslerinin eşliğinde banklarda otururmuş.

Sinop’ta günbatımı

Sinop tur teknesi

Yazımı bitirmeden önce şunu hatırlatmakta fayda var. Sinop’a gitmeden önce otelde kalacaksanız 1 hafta veya en geç bir gün önceden yerinizi ayırtmalısınız. Yoksa kişibaşı 15 liralık otellerde konaklamak zorunda kalırsınız. 15 lira olduğuna bakmayın o kadar da kötü değil. Korku filmlerindeki oteller gibi ama o tip otellere girince korku filmlerini unutmalısınız yoksa otelde kalamazsınız.

Rate this post

Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

%d blogcu bunu beğendi: