Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğu (2017)
Valerian and the City of a Thousand Planets adıyla çıkış yapıp aynen dilimize çevrilen Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğu’nda 28. yüzyılda Valerian ve Laureline adında iki ajan insanlar için büyük önem arz eden bir operasyon biriminde görevlidirler. Savunma Bakanlığı’nın verdiği emirle evrendeki birçok farklı türe ev sahipliği yapan Alpha’ya gelirler. Burada bilgi, deneyim ve kültürlerini paylaşmak amacıyla yüz yıllardır bir arada yaşayan türler bulunmaktadır. Fakat bu büyük yerleşim yerinin merkezi karanlık bir güç tarafından ele geçirilmiş ve kimse onu kontrol altına alamamıştır. Bu nokta yaşam alanını adeta içten içe bitirmektedir. Valerian ve Laureline‘nin görevi ise bu gücü aktif olmadan önce yok edip hem şehri hem de tüm evreni kurtarmaktır.
Bir bilim kurgu filminden beklentimiz genelde biraz görsellik biraz fantastik bir senaryo ve biraz da karizmatik veya eğlenceli bir karakter olur. Kişiden kişiye göre değişir benim gözlemlerim bu yönde. Bu filmde baktığımda iste fazlasıyla görsel efekt gördüm. O kadar gördüm ki neredeyse senaryo arka planda kaldı benim için. Senaryonun akışına ortak olamadım. Ancak filmin bu kısmını tasarlayan her kimse oldukça iç açıcı ve bir o kadar geniş bir hayal gücüne sahip olduğuna eminim. Görsel efektleri ve mekan tasarımlarını özellikle giyim ve uzaylı yaratık tasarımlarını öve öve bitiremem ama gelin görün ki aynı şeyi filmin geri kalanı için söyleyemeyeceğim.
Filmin başrollerinde Life filminden Dane DeHaan ve Suicide Squad: Gerçek Kötüler’in cadı tanrıçası Cara Delevingne paylaşıyor. İşte karşınızda filmde görsel efektler kadar göreceğiniz iki oyuncu. En azından oyuncular arka planda kalmamış, bu da bir başarıdır. Dane DeHaan’ın oyunculuğunu mizacından dolayı pek sevemedim. Dram türünde daha başarılı buluyorum. Dramı da sevmediğim ortada. Zevk meselesi. Cara Delevingne’in ise bundan önce Suicide Squad ve Paper Town filmlerinde görmüştüm. O da yavaş yavaş modellikten oyunculuğa geçiş yapmakta. Paper Town’daki performansını beğenmesem de bu filmdeki ve Suicide Squad’daki performansı gayet iyiydi. Bu oyuncuların yanında filmde Clive Owen, Ethan Hawke, Herbie Hancock ve Rihanna da yer alıyor. Şarkı ve besteleriyle ünlenmiş kişilerin filmlerde rol almasına alıştık artık. Rihanna’nın yol aldığı sahnelerde kendisini pek göremesek de ben oyunculuğunu beğendim. Son olarak filmin yönetmen koltuğunda ise Beşinci Element ve Lucy filmlerini yönetmiş olan ünlü yönetmen Luc Besson oturuyor.
Film izleyiciye iki saatlik bir bilim kurgu ziyafeti sunuyor. Bilim kurgu hayranı iseniz mutlaka izlemelisiniz. Filmde çok ilgi çekici şeyler var. Biraz aksiyon biraz bilim kurgu. Tadında bir yapım.
