Devr-i Alem #8
Aslında çok malzeme birikti de kısmet bugüneymiş artık. Nihayet serinin 8. yazısını yayımlamaya fırsat buldum. Şimdi baktım da yedinci yazıyı 4 Mayıs 2014 tarihinde yazmışım. Normalde arayı bu kadar uzatmazdım fakat yazmak için bilgisayarın başına geçince yazmak istediğim başka konular geliyordu aklıma ben de onları yazıyordum.
Eski yazıları kontrol edince bu yazı için ayırdığım fotoğraflardan birkaçının aynısını ya da farklı açılardan çekilmiş olan aynı görüntüleri buldum. Biraz eleme yaptım ve nihayet sıralamaya başlayabilirim (:
Bazı anlar gelir, insan eskiyi özler. Eskiye dönmek ister. İşte bu anlarda ben de gider annemin atmakta ısrar ettiği ama benim atmamakta daha çok ısrar ettiğim durumlarda benimle beraber bu zamanlara kadar gelmiş olan eşyaları karıştırır dururum. O karıştırdığım günlerden birinde şu telefonların fazlalaştığını fark ettim. Sıradan saymak gerekirse soldan sağa doğru, Nokia N100, Nokia 3310, Nokia 6600, Nokia 1100, Samsung D600.
Ve işte karşınızda Nokia X Red. Nokia’nın iyice saçmaladığı yakın bir dönemde Bimeks mağazasında bu telefonu inceleme fırsatı buldum. Ya bir kere en başta menü geçişlerinde telefon kasılıyordu. Belki 7/24 çalıştığındandır ama öyle olsa bile sıkıntı yapmaması lazımdı. Zaten menüsündeki iticilik de yetiyor. Ben Lumia 820 kullandığımdan bu telefon bana oldukça ilginç gelmişti. Bu fotoğrafı çekmemden 1-2 ay sonra Nokia, X serisini piyasadan çekme kararı aldı. Zaten şu anda Nokia’nın Microsoft’a satıldığı ve yeni telefonlarda Nokia logosunun olmaması da acı bir gerçek. Ama bir yerde de Nokia’nın ‘Nokia konekşın pipıl’ sloganıyla gönlümüzdeki yeri ayrı.
Geçenlerde bazı huylarımdan vazgeçmem gerektiğini düşündüm. Siz de hak verirsiniz ki iki seneden beri ÖSYM sınavına girdiğim mendili bile sakladığıma göre bu huyumdan vazgeçmemin zamanı gelmişti. Annemin de yardımıyla odama çeki düzen verirken annemin bunları kullanma fikri beni şaşırtmıştı. Çünkü kaldırıp atmamı önermemişti. Bu sefer bunu ben yaptım 😀 İnsanda bir rahatlık da oluşmuyor değil işin açıkcası.
Bu sene nihayet ben de ehliyetime kavuştum. Eskiye oranla yeni neslin ehliyet alırken sınavdan tek seferde geçme olasılığı hayli bir artmış. Artık bu durumu NFS oyunlarına bağlamadan edemedim. Çünkü ben de bu anı yaşadım yani. Genelde oyunlarda otomatik vites kullandığımız için debriyaj gaz ayarında pek faydası olmadı ama yolu tanıma, hiza alma gibi durumlarda yardımının dokunmadığını söyleyemem.
Sanırım TV’nin arkasındaki kablo bozuktu ve yenisini aramak için ardiyeye geçmiştim. Şöyle eli yüzü düzgün bi’ SCART kablosu ararken bu görüntüyle baş başa kaldım. (Bu savaşı SCART’lar alır ama benden söylemesi, ne varsa eskilerde var :D)
Bu gördüğünüz fotoğraf bir hatıranın birebir kopyasıdır. Şimdi size sorsam ATARI’de ilk bitirdiğiniz oyun hangisiydi diye? Veya GTA Vice City’i bitirdiğinizde hissettiklerinizi? İşte bu da benim ve kardeşimin ortak çalışması. PS3’te ilk bitirdiğimiz oyun, GTA 5. (Bundan sonra yine devam etti tabi ama şu sahneyi izlerken yaşadığımız duygu paha biçilemez.)
Öyle arkadaşlarla gidip ara sıra PES atmışlığım vardır. Ama hastası da değilim. Futbolla aram yok gibi bir şey. Bunu da kuzenin eniştesine PES 2013 ararken uğradığımız bir PlayStation salonunun girişinde çektim.
Ya biri bize ‘Şu parayı bulun.’ dese aramadığımız yer kalmazdı ama yine de bulamazdık. Hani belki eşe dosta sorarsınız bulursunuz da böyle hiç ummadığınız anda elinize geçince insan bir garip hissediyor. Bu durumda hissetmese bile Metro Park Ganita Dinlenme Tesisleri’nin tuvaletinde para üstü alırken eline geçerse gerçekten bir anlık da olsa kendinin seçilmiş bir kişi olduğunu düşünebiliyor 😀 Kelimelerle tarif edemediğim kısım ise bu durumu eve varınca fark etmem.
Serinin dokuzuncu yazısında görüşmek dileğiyle, hoşçakalın.
Seri yine harika olmuş 🙂 bir önceki serideki
( http://furkanozden.blogspot.com.tr/2014/05/devr-i-alem-7.html ) sim kartlarını ve ösym’nin sınavda verdigi kalem vs kutularını biriktiriyor olman banada redbull açma halkaları biriktirme alışkanlıgı kazandırdı. 😀 o günden beri redbull açma halkalarını biriktiriyorum.Ayrıca sırf bu yazından sonra eski bilekliklerimi de arayıp buldum onlarada sahip çıkıyorum artık 🙂 Onların dışında bir kaçtane daha manevi degeri yüksek olan eşyalarımı biriktirip. bir devr-i alem serisi yapmayı düşünüyorum 😀 Güzel bişey böyle yazılar yazıldığını görmek,ayrıca böyle kişisel yazılar okumakta çok keyifli oluyor dogrusu.
Kimbilir ; belki bende birgün senin gibi böyle ( http://furkanozden.net/category/devri-alem ) bir kategori oluşturabilirim :/ 😀 Serinin devamını gerçekten merakla bekliyorum 🙂
Bazıları hobi diyor bazıları hastalık. Bana göreyse hobi olduğu kesin. Yazımı sonuna kadar okumana sevindim, yine uygun bir zamanda yazın yaptığım üç günlük bir gezi hakkında yazı yazacağım. O da bu seriye dahil olacak. Umarım onu da beğenirsin 🙂