Dünyanın büyük bir çoğunluğunun resmi dili olan İngilizce, her geçen gün kullanımı artarak karşımıza çıkıyor. Yaklaşık olarak 1 milyarın üstünde insanın konuştuğu ve bir o kadar insanın da öğrenmeye çalışması İngilizceyi uluslararası bir dil yapıyor.

Öğrenilmeme gibi bir şansı olmayan dili iş ve sosyal hayatta sıklıkla kullanıyoruz. Özellikle hemen bütün iş sektörlerinde konuşulan dil, konuşamayanlar için büyük bir eksiklik olarak görülüyor. Ayrıca İngilizce konuşamamak sadece iş sektörlerinde bir eksiklik olarak görülmüyor, eğitim hayatında da büyük bir olumsuzluk sayılıyor. Yurtdışına dil öğrenmek için dahil gidilse, az da olsa bilinerek gidilmesi öğrencinin faydasına olur. Bunun yanı sıra kitapların, filmlerin, yabancı makalelerin İngilizce olarak yayınlanması eğlence ve turizm sektöründe de dil bilmenin zorunluluğunu vurguluyor. İş hayatında ise durum biraz daha farklı oluyor. Çalışmadan önce iş verenler kişinin İngilizce hatta mümkünse ikinci bir daha bilmesini istiyor.

Bir dil gerek kursa giderek gerek merakı olanlar için kendi kendilerine öğrenebildikleri bir aktivitedir. İngilizce öğrenmek için her geçen gün farklı yolları üretiliyor ve bazı püf noktaları bulunuyor. Örneğin; Wall Street’in öğretim sistemi içerisinde İngilizce öğrenmek diğer kurslara göre daha farklı oluyor. Şöyle ki, öğrenci merkezli ve bol pratik yapılabilen bir sistemi bulunan Wall Street’te öğrencileri İngilizceyi yanlış yapma korkusu olmadan öğreniyorlar. Kursun dışında İngilizce, öğrencinin çabaları ile daha fazla pekiştiriliyor. Bu pekiştirme için bazı ipuçları bulunuyor. Öncelikle her gün belirli bir zamanı grammar çalışmak ya da kitap okumaya ayırmak dil öğrenme sürecini hızlandırır. İngilizce temelde telaffuz, kelime ve cümle kalıplarından oluşuyor. Bu üç madde İngilizce altyazılı film ve dizi izleyerek sağlanıyor. Bu şekilde farklı aksanları öğreniliyor. Kelimeleri ve konuları yazarak çalışmak da öğrenilen kelimelerin unutulmamasını ve daha hızlı cevap vermeyi sağlıyor. Ancak kelimeler öğrenilirken cümle içerisinde nasıl kullanıldığını öğrenmek Türkçe karşılıklarını öğrenmekten daha faydalı oluyor. Böylece İngilizceyi öğrenirken söylenilen bir klasik olan “İngilizce düşünmek” algısı yerine getiriliyor.

Kitap okumak da İngilizceyi öğrenirken yapılması gereken en temel gerekliliklerden biridir. Grammar yapılarının, cümle kuruluşlarının ve kelime anlamlarının daha kolay öğrenildiği bir yöntem olan kitap okumak, her gün yapılması gereken bir rutindir. Kitap seçimini seviyeye göre yapmak hem motive ediyor hem de öğrenimi kolaylaştırıyor. İngilizce öğrenmenin en önemli amacı akıcı bir şekilde konuşmaktan geçiyor. Bunu düzenli bir çalışma sistemi ile yapmak mümkün oluyor. Bu pratik çalışmalardan biri online siteler ile yapılabiliyor. Telefon aplikasyonları ve siteler yabancı arkadaşlıklar kurulabiliyor, videolar izlenebiliyor ya da konuşma pratikleri yapılabiliyor. Böylece konuşma becerisi gelişiyor. Bununla birlikte arkadaşlarımız ile belirli zamanlarda İngilizce iletişim kurmak da akıcı olmamızı sağlıyor. İngilizcesiz bir hayatın düşünülemediği dünyada, dili zamanında öğrenmeye başlamak ve mümkün olduğunca akıcı hale gelmek gerekiyor. Bu süreci hızlandırmak bazı pratikleri yaparak gerçekleşiyor. Düzenli yapılan çalışmalar sayesinde dil öğrenmek çok kolaylaşıyor.                        

Paylaş