Jurassic World: Yıkılmış Krallık (2018)
Adadaki uyuyan volkanın uyanmasıyla birlikte Owen ve Claire adada nesli tükenmekte olan türleri kurtarmak adadan tahliye etmek için kendilerinin de dahil olduğu bir kampanya başlatıyorlar.
İlk filmde yaşanan kargaşanın ardından parkın yönetiminde söz sahibi olan Claire (Bryce Dallas Howard) adadaki bir pazarlama ürünü gibi görünen dinozorlara karşı bakış açısı değişir. Dinozorları korumaya yönelik bir organizasyon kuran Claire’ın amacı yanardağın aktif duruma geçtiği bir adada mahsur kalan dinozorları kurtarmanın bir yolunu bulmaktır. Bunun için de dinozorlar ile iletişimi güçlü olan Owen Grady‘den (Chris Pratt) yardım istemek zorunda kalır.
2001’deki serinin üçüncü filminden 14 yıl sonra yeni nesil kadrosuyla Jurassic Park yeni adıyla Jurassic World olarak izleyicilerle buluştu. Adeta küllerinden yeniden doğan film izleyicilerden olduça iyi notlar aldı. Ancak benim gözümde ‘remake’ olarak adlandırılan yeniden çekim yöntemiyle yapılan filmler arasında yerini alan bir film. Popüler kültürün içerik kıtlığına çözüm olarak ortaya çıkmış bu teknik bazı yapımların ününe ün katmasının yanı sıra bazı yapımların da ihtişamına gölge düşürüyor. Ayrıca izleyicilerden gelen geribildirimlerden yola çıkarak diğer yönetmenlerin de benzer filmler çekmesine önayak oluyor. Bu nedenle sinema izleyicisi yeni fikirlere muhtaç kalıyor.
Jurassic World hakkında böyle düşünsem de ilk filmi oldukça beğenmiştim. Jurassic World: Yıkılmış Krallık da kötü sayılmaz. Ancak bu bilindik sıradan isimlere bir son verilse çok güzel olacak. Artık ‘Fallen’ sıfatından sıkılmadık mı? Hollywood’da düşen veya yıkılan birçok şey için film çekildi. En azından isimleri farklı olsa daha da ilgi çekici olabilir. Ne yazık ki Yıkılmış Krallık bu duruma da dahil olmuş.
Üst üste gelmiş bu sıradanlıklardan sonra filmin serinin ilk filminden pek farklı olmadığını söylemek durumunda kalacağım. Steven Spielberg’ün yönettiği ilk filmde rol alan Jeff Goldblum’un mahkeme salonunda verdiği ifadelerden yola çıkarak dinozorların da diğer hayvanlar gibi haklarının olup olmadığının sorgulandığını görebilirsiniz. Bu yönüyle filmin bir mesajı ulaştırma çabası içine girdiğini anlamak pek zor olmasa gerek.
Jurassic World: Yıkılmış Krallık bir hollywood filminin olmazsa olmazlarından olan muazzam bilgisayar üretimli imgeleme teknolojisiyle oluşturulmuş modellere sahip bir film. Bunun yanında aksiyon ve kaosun tavan yaptığı birçok sahne mevcut. Filmin yer yer izleyiciyi gerdiği yerler de yok değil.
Filmi izlerken Chris Pratt gibi kendini kanıtlamış bir aktör ile başrolleri paylaşan Bryce Dallas Howard’ın muhteşem oyunculuğuna tanık oldum. Jurassic World filminde kendini öne çıkarmayı başarmış; adından sıkça söz ettirmişti. Öyle ki ikinci filminde de bunun üstüne koymayı başarabilmiş. Özellikle dikkatimi çeken nokta ise ilk filmde dinozorları yakından tanıma fırsatı bulduğunda attığı çığlıkların bu filmde oldukça sıra dışı boyuta getirirken bir o kadar da doğal görünmesini sağlaması oldu. Justice Smith ile birlikte izlemesi keyifli bir ikili halini aldıklarını da söylemeden edemeyeceğim.
Bryce Dallas Howard’ın CONAN programında sergilediği çığlık atma ve ağlama performansı da oldukça etkileyiciydi. Çığlık atma kısmında o atmosfere bürünemediğimiz için biraz garip gelebiliyor ama ağlama kısmında Conan oldukça alakasız bir şey anlatmasına rağmen gözünden yaş getirebildi.
Jurassic World’ün inanılmaz dünyasına merak duyuyor ve seriyi baştan beri takip ediyorsanız Jurassic World: Yıkılmış Krallık da izleme listenizde yer alması gereken filmlerden biri. Her ne kadar çocukların da vazgeçilmez buldukları filmde yer yer korkunç görüntüler yer alabiliyor. Jurassic Park 4 filminin gölgesinde kalmış bir yapıma göre oldukça başarılı bulduğumu söyleyebilirim.